20 tane düzensiz fiil ingilizce

Startstudying (20.) Ders 8 - Fiil Çekimleri. Learn vocabulary, terms, and more with flashcards, games, and other study tools. Herebevyn, çocuğunun DNA'sına 23 kromozom verir. Kanın tüm vücutta dolaşımını tamamlaması 23 saniye sürer. İnsanlarda cinsiyeti belirleyen 23. kromozomdur. Latin alfabesinde 23 harf bulunur. Dünyanın ekseni 23.5 derece eğridir. Mayalar dünyanın sonuna 23 Aralık 2012'de (20+1+2=23) geleceğine inanırlar. Şimdiaşağıda İngilizce düzensiz fiillerin 3.halleri listesini sıralayalım. Not olarak şunu da belirteyim düzenli fiillerin 2.halleri ve 3.halleri aynıdır. Listeden de anlaşılacağı üzere çoğu fiilin ile birbiri ile aynı bu bizim için iyiye işaret Diğer kelimeleri de Bizim-y harfi Fincede -ü olarak okunduğu için -yä da iki sesli harfle biten bir fiil oluyor. Üçüncü tekil şahıs çekiminde, fiil kökü hangi harfle bitiyorsa yanına o harften bir tane daha koyuluyor. Tip 1 fiillere örnekler, fiillerin kökü ve çekimleri: sanoa→sano. sanon, sanot, sanoo, sanomme, sanotte, sanovat. 20tane eş anlamlı cümle; 20 tane eş anlamlı sözcük; 20 tane olumlu ve olumsuz cümle; 20000 tl kredi 48 ay; 7sınıf düzensiz fiiller; 7sınıf ingilizce bep planı 2021; 7sınıf ingilizce fiillerin 2 halleri quiz; 70 lik johnnie walker & sons king george v; muatan listrik q1 segaris dengan q2 seperti pada gambar. answer answered cevaplamak arrive arrived varmak, ulaşmak ask asked sormak attend attended katılmak call called telefon etmek; çağırmak, isimlendirmek carry carried taşımak clean cleaned temizlemek close closed kapamak complete completed tamamlamak cook cooked pişirmek, yemek yapmak decide decided karar vermek destroy destroyed yok etmek, yıkmak die died ölmek drop dropped düşürmek, atmak enjoy enjoyed sevmek, hoşlanmak; zevk almak explain explained açıklamak escape escaped kaçmak, kurtulmak fail failed sınav vs. başarısız olmak, kalmak finish finished bitmek, bitirmek fix fixed tamir etmek, ayarlamak follow followed takip etmek grab grabbed elinden kapmak happen happened olmak, vuku bulmak help helped yardım etmek hunt hunted avlamak improve improved iyileşmek, iyileştirmek, gelişmek increase increased artmak, arttırmak, yükseltmek interview interviewed görüşme yapmak invite invited davet etmek join joined katılmak jump jumped atlamak, zıplamak kill killed öldürmek laugh laughed gülmek like liked sevmek, hoşlanmak listen listened dinlemek live lived yaşamak look looked bakmak match matched eşleşmek, eşleştirmek mend mended tamir etmek mix mixed karışmak, karıştırmak move moved hareket etmek, taşımak, taşınmak notice noticed farketmek obey obeyed uymak, itaat etmek occur occurred olmak, vuku bulmak offer offered teklif etmek order ordered emretmek; ısmarlamak open opened açmak paint painted boyamak; resim yapmak pass passed geçmek plan planned planlamak play played oynamak; müzik aleti vb. çalmak produce produced üretmek provide provided sağlamak receive received mesaj vb. almak; -e maruz kalmak repair repaired tamir etmek reply replied yanıtlamak return returned dönmek save saved kurtarmak; para biriktirmek share shared paylaşmak smile smiled gülümsemek start started başlamak stay stayed kalmak stop stopped durmak study studied ders çalışmak, incelemek, tahsil etmek supply supplied sağlamak, tedarik etmek talk talked konuşmak try tried denemek; çalışmak, uğraşmak turn turned dönmek, döndürmek use used kullanmak visit visited ziyaret etmek wait waited beklemek want wanted istemek wash washed yıkamak watch watched izlemek water watered sulamak work worked çalışmak worry worried endişelenmek yell yelled bağırmak WHAT IS A REGULAR VERB? Düzenli fiil nedir? Düzenli fiiller past simple V2 ve past participle V3 hallerinde –ed eki alır cook pişirmek, yemek yapmak cooked discoverkeşfetmek discovered enjoy hoşlanmak; zevk almak enjoyed happen olmak, meydana gelmek happened laugh at gülmek laughed play oynamak, çalmak played start başlamak started stay kalmak stayed -e ile biten düzenli fiillere sadece –d eklenir arrive varmak, ulaşmak arrived change değişmek, değiştirmek changed dance dans etm., oynamak danced decide karar vermek decided escape kaçmak, kurtulmak escaped invite davet etmek invited like sevmek, hoşlanmak liked live yaşamak lived love sevmek loved receive mesaj vb. almak received sessiz harf + -y ile bitenlerde –y düşer ve –ied eklenir carry taşımak carried cry ağlamak, bağırmak cried hurry acele etmek hurried study ders çalışmak studied tidy düzenlemek tidied try -maya çalışmak, denemek tried bury gömmek buried Sonu sessiz + sesli + sessiz harfle biten tek heceli düzenli fiillerde son harf ikilenir drop düşürmek, çöp vb. atmak dropped plan planlamak planned stop durmak, durdurmak; bırakmak stopped Sonu sessiz + sesli + sessiz harfle biten düzenli fiillerde son hece vurgulu okunanlarda son harf ikilenir prefer tercih etmek preferred travel seyahat etm. travelled Son hece vurgulu okunmayanlarda son harf ikilenmez. happen happened order ordered Sonu sessiz + sesli + sessiz harfle biten düzenli fiillerde –x, -w,- y harfleri son hece vurgulu okunsa bile son harf ikilenmez obey obeyed fix fixed ABD İngilizcesinde –l harfi ikilenmeyebilir travel seyahat etm. traveled Panic fiiline –ed den önce –k eklenir panic panik olmak panicked İngilizce Düzensiz Fiilleri Kolayca Ezberleme Fiillerin En Çok Kullanılanlarını Bir Araya ToplayınHerhangi bir kurala uymayan düzensiz fiilleri akılda tutmak oldukça zordur. Fakat bazı düzensiz fiiller benzer kalıplara sahip. Fiilleri alfabetik sıraya koymak yerine onları benzer gruplara ayırırsak daha akılda kalıcı olmalarını sağlarız. Düzensiz fiiller gruplamak için birkaç ipucu;Present, past ve past participle halleri aynı olan cost mal olmak, set ayarlamak.Geçmiş halleri aynı olan ama present hali farklı olan breed, bred yavrulamak ve shoot, shot ateş etmekÜçüncü hali, past participle olarak -en ile speak, spoken konuşmak wake, wokenuyanmak2. Öğrendiğin Yeni fiilleri zamanlara göre de öğrenDüzensiz fiilleri en baştan itibaren öğrenerek ileride onların sana daha kolay gelmesini sağlayabilirsin. Her yeni bir fiil öğrendiğinde zamanlara göre de öğren. Örneğin yeni öğrendiğin to steal bir şeyi izinsiz almak fiilinin past hali stole ve past participle stolenhalini de İngilizcede en çok kullanılan 25 düzensiz fiili ezberlemelisinBütün düzensiz fiiller yaygın bir şekilde kullanılmaz. Broadcast yayın yapmak gibi bir fiili hiç kullanmayabilirsin ve abide uymak fiilini yalnızca law-abiding citizen kanunlara uyan kimse ifadesinde görebilirsin. Alfabetik sırayla listede ilerlemek yerine ilk olarak en çok kullanılan fiillere odaklan. Sizler için en çok kullanılan 25 düzensiz fiili ve anlamlarını sıraladık;İngilizcede En Çok Kullanılan 25 Düzensiz Fiil ve Anlamlarıİngilizcede bilinmesi gereken temel bilgilerden bir tanesi, düzenli-düzensiz fiillerin kullanımıdır. Düzensiz fiiller ingilizcede “Irregular verbs” olarak geçerler. Düzensiz fiillerin kullanımında tek yapılması gereken, dikkatli bir şekilde hepsini okumak ve öyle kullanmaktır!Öyle ya, watch, watched ikilisinde -ed takısı kullandığımız için, çok fazla konuyu irdelemedik ama go, went ikilisinde? İşte burada, düzensiz fiilleri bilmenin önemi karşımıza çıkıyor. Tabii ki oldukça geniş bir kelime skalası söz konusu ve tüm düzensiz fiillere hâkim olmak, zamanla olabilir. Ancak en azından, başlangıç ve gelişim aşamasında en çok kullanılan İngilizce fiilleri okumak, tekrar etmek ve hâkim olmak önemli!Kitaplarda, dizilerde, talk showlarda, Twitter’da, kısacası hayatın her yanında… İngilizcede düzensiz fiillerde en çok hangileri kullanılıyor dersiniz? İşte en çok kullanılan 25 düzensiz İngilizce fiil ve Türkçe base – past tense ve past participle şeklinde gidiyor. Say / Said / Saidİngilizcede söylemek anlamına gelen to say, düzensiz fiiller Cümle The President said that the current economical state of the country is Başkan, ülkenin mevcut ekonomik durumunun stabil olmadığını / Made / Madeİngilizcede yapmak başta olmak üzere, birlikte yer aldığı isimlerle, onlarca anlam taşıyan to make ve geçmiş zaman Cümle Susan made a big mistake and her boss was not happy about it. Anlamı Susan büyük bir hata yaptı ve bu patronunun hiç hoşuna / Went / Goneİngilizcede gitmek manasına gelen to go ve geçmiş zaman çekimli Cümle My sister went to Canada 2 years ago and she still lives there. Anlamı Kız kardeşim 2 yıl önce Kanada’ya gitti ve hala orada yaşıyor. Take / Took / Takenİngilizcede almak manasına gelen to take ve geçmiş zamanlı Cümle My ride to the village had taken almost an Köye yolculuğum yaklaşık bir saat kadar sürdü. Come / Came / Comeİngilizcede gelmek anlamına gelen to come da düzensiz fiilerden. Örnek Cümle Barney came home very late so he missed the birthday party of Barney eve çok geç geldi ve bu yüzden Robin’in doğum günü partisini / Saw / Seenİngilizcede görmek manasına gelen to see ve geçmiş zaman Cümle I have never seen “Louvre Museum” before so my next station will be France, Daha önce hiç “Louvre Müzesi” ni görmedim bu yüzden bir sonraki durağım kesinlikle Fransa / Knew / Knownİngilizcede bilmek manasına gelen know ve geçmiş zamanlı Cümle Local people of this village are known by everyone with their Bu yörenin halkı herkes tarafından oldukça varlıklı olmalarıyla bilinir. Get / Got / Got – Gotten, ABDGeniş bir anlam skalasına sahip olan to get, almak, sahip olmak, elde etmek gibi karşılıklara sahip. Bunun yanı sıra, phrasal verbs kullanımlarında da oldukça fazla karşılığı olabiliyor birlikte yer aldığı kalıplara göre. Get ve geçmiş zaman çekimleri yukarıdaki Cümle Students got the main idea of the subject according to the results of the Sınav sonuçlarına bakılırsa, öğrenciler konunun ana fikrini kapmışlar. Give / Gave / Givenİngilizcede vermek manasına gelen to give ve Cümle Her husband gave Beth a valuable necklace for their 10th anniversary. Anlamı Eşi, 10. evlilik yıldönümleri için Beth’e değerli bir kolye verdi. Find / Found / Foundİngilizcede bulmak manasına gelen to find ve geçmiş zamanlı Cümle A body was found in the train station and the police is looking for the Tren istasyonunda bir ceset bulundu ve polis katili arıyor. Think / Thought / Thoughtİngilizcede düşünmek manasına gelen to think ve geçmiş zamanlı Cümle I have never thought that I might have hurt you with my Sözlerimle seni üzmüş olabileceğimi hiç düşünmemiştim. Tell / Told / Toldİngilizcede söylemek manasına gelen to tell ve geçmiş zamanlı Cümle Mr. Draper told that he had wanted to see the report till the Bay Draper, haftasonuna kadar raporu görmek istediğini söyledi. Become / Became / Becomeİngilizcede olmak başta olmak üzere birkaç anlamı bulunan to become ve çekimleri, come ile benzerlik Cümle Bart became an engineer two years Bart, iki yıl önce mühendis oldu. Show / Showed / Shownİngilizcede göstermek manasına gelen to show, geçmiş zaman çekimlerinde showed ve shown ile birlikte Cümle So many ads has shown before the film and it was so Filmden önce çok fazla reklam gösterildi ve bu bayağı can sıkıcıydı. Leave / Left / Leftİngilizcede ayrılmak manasına gelen to leave ve Cümle Their mother had left some food for them in the fridge before leaving home. Anlamı Anneleri evden ayrılmadan önce, onlar için buzdolabına yiyecek bir şeyler bırakmıştı. Feel / Felt / Feltİngilizcede hissetmek manasına gelen to feel ve Cümle He felt a deep anxiety when the lights Işıklar söndüğünde derin bir endişe duydu. Put / Put / Putİngilizcede koymak manasına gelen to put fiili ve çekimleri. Tüm çekimleri aynı olan nadir Cümle The singer asked audience to put their hands up during his new Şarkıcı, yeni şarkısını söylerken seyircilerden ellerini havaya kaldırmalarını istedi. Örnek Cümle 2 Robert put his books to the wrong desk at the first day of 2 Robert, okulun ilk gününde kitaplarını yanlış sıraya koydu. Bring / Brought / Broughtİngilizcede getirmek anlamına gelen to bring ve geçmiş zaman Cümle The waiter mistakenly brought hot coffee instead of a cold one. Anlamı Garson yanlışlıkla soğuk kahve yerine sıcak getirdi. Begin / Began / Begunİngilizcede başlamak manasına gelen to begin ve Cümle This semester begun 2 months ago so you may have some trouble to catch your Bu dönem iki ay önce başladı bu yüzden arkadaşlarını yakalamakta zorluk çekebilirsin. Keep / Kept / Keptİngilizcede korumak; tutmak anlamına gelen to keep ve geçmiş zaman Cümle The man was kept in the jail till the Adam duruşmaya kadar hapiste tutuldu. Hold / Held / Heldİngilizcede tutmak manasına gelen to hold ve geçmiş zaman çekiminde kullanılan Cümle Sam hold his mother’s hand tightly while they were crossing the street. Anlamı Sam, karşıya geçerken annesinin elini sıkıca tuttu. Write / Wrote / WrittenEn çok kullanılan İngilizce fiilerden bir tanesi de write, yani yazmak. Write’ın geçmiş zaman çekimleri wrote ve written Cümle The soldier wrote almost twenty letters but he never got any answer to them. Anlamı Asker neredeyse twenty mektup yazdı ama hiç birine cevap / Stood / Stoodİngilizcede dikilmek, ayağa kalkmak anlamları ve bunun yanı sıra, birlikte kullanıldığı edatlara göre farklı anlamlara da gelebilen stand Cümle Everyone stood up while bride and groom were coming in. Anlamı Gelin ve damat içeri girerken herkes ayağa kalktı. Hear / Heard / Heardİngilizcede duymak manasına gelen to hear. Örnek Cümle I have heard some gossip about them but I have never thought that they might have been true. Anlamı Onlarla ilgili bazı dedikodular duymuştum ama gerçek olabileceklerine hiç ihtimal vermemiştim. Let / Let / Letİngilizcede izin vermek anlamına gelen to let ve geçmiş zaman çekimleri. Örnek Cümle Kids’ parents did not let them go to the camp without their Çocukların velileri, öğretmenleri olmadan kampa gitmelerine izin vermedi. En çok kullanılan ve işinizi görecek 25 Düzensiz Fiil ve anlamlarını sıraladık. Şimdi de dilerseniz alfabetik liste şeklinde tüm düzensiz fiilleri / Was/ Were / Been İngilizcede yaygın kullanım olarak “olmak” ve “bulunmak” anlamına gelen to be Örnek Cümle I’ve always been a good Her daim iyi bir öğrenci / Beat / Beaten“Vurmak”, “dövmek” ve “yenmek” gibi manalara gelen to beatÖrnek Cümle He was beaten by the last European Son Avrupa şampiyonu tarafından mağlup edildi. Bite / Bit / Bittenİngilizcede “ısırmak” ve aynı zamanda “lokma” anlamına da gelen to bite ve geçmiş zaman çekimli Cümle The child bit the candy and he Çocuk şekeri ısırdı ve acıyla yüzünü / Broke / Broken “Kırmak”, “kopmak” manasına gelen to break Örnek Cümle There was a broken window in the bedroom and the house seemed more spooky in that way. Anlamı Yatak odasında kırık bir pencere vardı ve ev bu haliyle daha ürkütücü görünüyordu. Broadcast / Broadcast / Broadcastİngilizcede “yayın” ve “yayın yapmak” gibi anlamlara gelen “Broadcast” Örnek Cümle The AMC broadcasted the old episodes of the series last AMC kanalı dün gece dizinin eski bölümlerini yayınladı. Build / Built / Built“inşa etmek” manasına gelen Build ve Cümle Süleymaniye Mosque was built by Mimar Sinan who is the most famous architect of country. Anlamı Süleymaniye Camii, ülkenin en ünlü mimarı tarafından inşa edilmiştir. Burn / Burned-burnt / Burned-burntİngilizcede “yakmak” ve “yanmak” manasına gelen Burn ve geçmiş zamanlı Cümle The little girl burnt her hand while she was trying to help her mother in the Küçük kız mutfakta annesine yardım etmeye çalışırken elini yaktı. Buy / Bought / BoughtBuy “satın almak” anlamına gelir. Örnek Cümle She bought so many unnecessary stuff during her Paris visit. Anlamı Paris ziyareti sırasında bir sürü işe yaramaz şey satın aldı. Catch / Caught / Caughtİngilizcede “yakalamak” “yetişmek” ve “enselemek” gibi anlamları olan to catch Örnek Cümle The robber was caught by the security of the Hırsız, bankanın güvenlik görevlisi tarafından yakalandı. Choose / Chose / Chosento choose İngilizcede “seçmek” Cümle It is hard to choose one among all these magnificent earrings, she thought. Anlamı Kadın, bu kadar göz alıcı güzellikte küpe arasından birini seçmek ne kadar zor, diye düşündü. Cut / Cut / Cutİngilizcede kesmek manasına gelen to cut ve geçmiş zaman çekimli Cümle Bill cut the letter mistakenly while he was trying to open the Bill, zarfı açmaya çalışırken yanlışlıkla mektubu kesti. Deal / Dealt / Dealt“Davranmak” “dağıtmak” “iş yapmak” “anlaşma” gibi çeşitli anlamlara gelen to deal ve geçmiş zamanlı Cümle Two companies have dealt on doing the next project together. Anlamı İki şirket, bir sonraki projeyi birlikte gerçekleştirme konusunda anlaştı. Do / Does / Did / Doneİngilizcede “yapmak” manasına gelen do. Örnek Cümle Boy’s mother asked him whether he had done his homework or Çocuğun annesi, ödevini yapıp yapmadığını sordu. Draw / Drew / Drawn“Çekmek” “karalamak” “çizmek” anlamına gelen to draw Örnek Cümle Sarah had drawn a whale when her teacher asked her to draw something big. Anlamı Öğretmeni büyük bir şey çizmesini istediğinde, Sarah bir balina çizdi. Drive / Drove / Drivenİngilizcede “sürmek araç” manasına gelen to drive ve Cümle He drove all night to get to the city. Anlamı Şehre gitmek için bütün gece araba sürdü. Drink / Drank / Drunkto drink İngilizcede içmek manasına Emily had drunk a glass of wine at supper so she had to take a taxi. Anlamı Emily akşam yemeğinde bir kadeh şarap içmişti, bu yüzden taksiye binmek zorunda kaldı. Eat / Ate / Eatenİngilizcede to eat “yemek yemek” manasına gelir. Örnek Cümle Her brother ate three huge sandwiches and that made everyone laugh. Anlamı Erkek kardeşi üç koca sandviç yedi ve millet gülmekten kırıldı. Fall / Fell / Fallen“düşmek” anlamına gelen to fall ve geçmiş zaman çekimli Cümle While I was walking down the street, a big pot fell just in front of me. How lucky I am!Anlamı Yolda yürürken büyük bir saksı tam önüme düştü. Ne şans ama!Feed / Fed / Fedİngilizcede “beslemek” manasına gelen to Cümle She told the babysitter that she had fed the Bakıcıya bebeği doyurduğunu söyledi. Fight / Fought / Fought“dövüşmek” anlamındadır to Cümle Everybody knew that the new boy had fought almost every kid in his previous Herkes okula yeni gelen oğlanın önceki okulundaki hemen hemen her çocukla dövüştüğünü biliyordu. Find / Found / Foundİngilizcede “bulmak” manasına gelen to find ve geçmiş zamanlı Cümle Body of the woman has been never Kadının cesedi asla bulunamadı. Fly / Flew / Flown “Uçmak” kelimesinin İngilizce karşılığı olan to Cümle The kite flew away from child’s Uçurtma çocuğun ellerinden uçup gitti. Forbid / Forbade / Forbiddenİngilizcede “yasaklamak” anlamındadır to forbid Örnek Cümle It is forbidden to smoke Kapalı alanlarda sigara içmek / Forgot / Forgottento forget “unutmak” manasına Cümle Nations who had forgotten their past cannot be successful in Geçmişini unutan uluslar gelecekte başarılı olamazlar. Forgive / Forgave / Forgiven“affetmek”anlamındadır to Cümle Lucy said that she forgave him for his bad Lucy, kötü sözleri için onu affettiğini söyledi. Freze / Froze / Frozento freze İngilizcede “donmak” manasına Cümle The ground froze in the east of the country last Toprak geçen kış ülkenin doğusunda dondu. Grow / Grew / Grown“Büyümek” anlamına gelen to Cümle The reporter told that the economy grew in the last quarter of the year. Anlamı Muhabir, ekonominin yılın son çeyreğinde büyüdüğünü / Had / Hadto have İngilizcede sahip olmak demektir. Örnek Cümle Marty had a terrible headache so he took an aspirin before going to Marty’nin başı çok ağrıyordu ve bu yüzden yatmadan önce bir aspirin aldı. Hide / Hid / Hiddenİngilizcede “saklamak” manasına gelen to hide ve geçmiş zaman çekimli Cümle There was a hidden treasure in the game and gamers were trying to find it. Anlamı Oyunda gizli bir hazine vardı ve oyuncular bu hazineyi bulmaya çalışıyorlardı. Hit / Hit / Hitto hit “vurmak” Cümle His boss hit his punch to the table when he had learned the low selling Patronu düşük satış rakamlarını öğrendiğinde yumruklarını masaya vurdu. Hurt / Hurt / Hurt“Yaralanmak” anlamına gelen to Cümle His leg hurt really bad during Spor sırasında bacağını çok kötü incitti. Learn / Learned-Learnt / Learned-learnt İngilizcede “öğretmek” manasındadır to learn. Örnek Students learnt how to use passive voice last Öğrenciler geçen hafta pasif cümleleri nasıl kullanacaklarını öğrendi. Lie / Lay / Lain“Yalan söylemek” “yatmak, uzanmak” manalarına gelen to lie ve geçmiş zamanlı Cümle The suspect lay about where he was in the course of event so he had been found guilty. Anlamı Şüpheli, olay esnasında nerede olduğu ile ilgili yalan söyledi ve bu yüzden suçlu bulundu. Lose / Lost / Lostto lose İngilizcede “kaybetmek” Cümle Handmaid told that she had lost the duplicate Hizmetçi yedek anahtarları kaybettiğini söyledi. Mean / Meant / Meant İngilizcede “anlamına gelmek” demektir to Cümle Teacher told students that those exam results had meant nothing if they had not learnt anything. Anlamı Öğretmen öğrencilere, eğer bir şey öğrenmemişlerse bu sınav sonuçlarının hiçbir anlamı olmadığını / Met / Metto meet İngilizcede “buluşmak” manasına Cümle Ted told his children how he had met their Ted çocuklarına anneleriyle nasıl tanıştığını / Paid / Paid“ödemek” manasına gelen to pay ve Cümle All of the friends shared the check and paid equally after Yemekten sonra tüm arkadaşlar hesabı paylaştılar ve eşit / Read / Readİngilizcede okumak manasına gelen to read ve geçmiş zaman çekimli Cümle Have you ever read Tolkien?Anlamı Hiç Tolkien okudun mu?Ride / Rode / Riddento ride “binmek” ve ”gezinti” gibi anlamlara Cümle Betty rode the most magnificent horse in the club. Anlamı Betty kulüpteki en muhteşem ata bindi. Ring / Rang / Rung“çalmak” manasına gelen to ring ve Cümle After the storm, the bell rang and that frigtened to death Fırtınadan sonra zil çaldı ve bu herkesin ödünü patlattı. Rise / Rose / Risenİngilizcede to ride “yükselmek” “doğmak” ve “doğuş” Cümle After all dark and stormy nights, the sun Her fırtınalı ve karanlık gecenin ardından güneş / Ran / Run“Koşmak” manasına gelen to run ve geçmiş zaman çekimli Cümle The guy ran after the lady to give her money Adam parasını geri vermek için bayanın peşinden koştu. Sell / Sold / Soldİngilizcede “satmak” to sell Cümle After they had learned that the house was sold, their dreams came to Evin satıldığını öğrendikten sonra, hayalleri suya düştü. Send / Sent / Sentto send İngilizcede “göndermek” manasına Cümle As a traditional habit, Mary sends a letter to her friend every Geleneksel bir alışkanlık olarak, Mary her yıl arkadaşına mektup gönderir. Shut / Shut / Shutİngilizcede “kapamak” demektir to Cümle Father shut the door harshly after the Baba, tartışmadan sonra kapıyı sertçe kapattı. Sing / Sang / Sungto sing İngilizcede şarkı söylemek anlamına Cümle When they ask John what he loves most about Yuki, he tells that she sings like a bird. Anlamı John’a, Yuki ile ilgili en çok neyi sevdiğini sorduklarında, kuşlar gibi cıvıldayarak şarkı söylediğini söyler. Sit / Sat / Satİngilizcede “oturmak” demektir to Cümle We kindly remind you to sit silently during the Konferans sırasında sessizce oturmanızı rica ederiz. Sleep / Slept / Sleptto sing “uyumak” manasına Cümle He slept all night after a long and tiring day. Anlamı Uzun ve yorucu bir günün ardından tüm gece / Spoke / Spokenİngilizcede “konuşmak” manasına gelen to Cümle When he spoke with others, he had realised that he is the one who has the lowest Diğerleriyle konuştuğunda, en düşük maaş alanın kendisi olduğunu fark etti. Spend / Spent / Spent to spend “harcamak” ve “geceyi geçirmek” gibi anlamlara Cümle She spent three years to learn Rusçayı öğrenmek için üç yılını harcadı. Swim / Swam / Swum“Yüzmek” manasına gelir to Cümle Children swam in the kiddy pool while their parents were Çocuklar ebeveynleri sohbet ederken küçük havuzda yüzdüler. Teach / Taught / Taughtİngilizcede “öğretmek” anlamına gelen to teach ve geçmiş zamanlı Cümle Teacher told that she had taught that subject two weeks Öğretmen, bu konuyu iki hafta önce öğrettiğini söyledi. Throw / Threw / Thrown “Fırlatmak” İngilizce karşılığı to Cümle The boy threw the ball to the top of the Çocuk topu ağacın tepesine fırlattı. Understand / Understood / Understoodİngilizcede “anlamak” demektir Cümle I have never understood why people fight with İnsanların birbiriyle neden savaştığını hiç anlamadım. Wake / Woke / Woken “Uyanmak” manasına gelen to wake ve geçmiş zamanlı Cümle When he woke up, he had heard a noise from Uyandığında alt kattan gelen bir gürültü duydu. Wear / Wore / Worn to wear İngilizcede “giymek” Cümle Edward wore his coat in that sunny day thanks to his Edward bu güneşli günde annesi yüzünden ceketini giydi. Win / Won / Won İngilizcede “kazanmak” manasına gelir to Cümle All groups had won little prizes for their Tüm gruplar katılımları için küçük ödüller / Wrote / Written“Yazmak” anlamına gelir to Cümle Tony wrote two different type of letters and asked students to discuss the Tony iki farklı türde mektup yazdı ve öğrencilerden farkı tartışmalarını istedi. Took düzensiz mi?Take fiili cümlede past tense yani geçmiş zaman söz konusu ise ikinci halini alır. Düzensiz fiilerden biri olduğu için ikinci hali tamamen değişir ve took halini kaç tane düzensiz fiil vardır?İngilizce fiiller arasında 180'den fazla düzensiz fiil var ve kurallara uymazlar. İngilizcedeki çoğu kelime bir kurallar uyar today I use bugün kullanırım yesterday I used dün kullandım. Past tense, geçmiş zaman, bir -ed takısı düzensiz fiiller ne zaman kullanılır?Simple Past Tense ve Past Participle formdaki cümlelerde fiillerin çoğu sonuna -d, -ed ve -ied eki alırken bazı fiiller bu kurala uymaz. Bu kurala uymayan ve geçmiş zaman halleri present hallerinden tamamen farklı olan bu fiillere düzensiz fiiller yani irregular verbs düzenli mi düzensiz mi?Düzensiz Fiiller – Irregular Verbs*V1 – Base FormV2 – Past SimpleV3 – Past Participlelearnlearned, learntlearned, learntleaveleftleftlendlentlentletletlet•Jul 9, 2018Begin düzensiz fiil mi?Begin İkinci Hali ile Kullanımı Düzensiz fiillerden biri olduğu için ikinci halinde kelime bir takı almak yerine tamamen değişir. Dolayısıyla kelimemiz “began” haline düzensiz fiil mi?Find fiili cümlede past tense yani geçmiş zaman söz konusu ise ikinci halini alır. Düzensiz fiilerden biri olduğu için ikinci hali tamamen değişir ve found halini 2 hali hangi zamanda kullanılır?Fiillerin ikinci hali; sadece “Simple Present Tense” ve “Simple Past Tense” ile kullanılır. Şimdiki zaman basitçe “-ing” eki alırken, gelecek zamanda ise “will/going to” kelimelerinden sonra yalın hallerinde kalırlar. Nereden Başlamalıyım? En çok kullanılan kelimeler İlk 50 kelime İlk 100 kelime İlk 200 kelime İlk 400 kelime İlk 500 kelime İlk 1000 kelime İlk 2000 kelime İlk 2500 kelime İlk 5000 kelime En çok kullanılan fiiller İlk 50 fiil İlk 100 fiil İlk 200 fiil İlk 300 fiil İlk 400 fiil İlk 500 fiil Sınav Kelimeleri Kpds Kelimeleri 3000 Toefl-ielts-toeic kelimeleri 5000 Expressions and Idioms Diğer Sıfatlar ve edatlar En fazla kullanılan bağlaçlar En fazla kullanılan edatlar En fazla kullanılan sıfatlar Modallar Boşluk doldurma kelimeler Boşluk doldurma fiiller Kelime tamamlama Fiil tamamlama Kelime Eşleştirme Fiil Eşleştirme Kelime Telaffuzları Fiil Telaffuzları Fiil çekim testleri

20 tane düzensiz fiil ingilizce